Grafiti, kişinin karşılaştığı olay ve durumlara verdiği tepkinin bir yansımasıdır. Duvar yazarları kendi kimliklerini kazanma, yani var olma mücadelesi verirler.
Sıradan insanların günlük yaşamları, geçmiş deneyimleri ve geleceğe yönelik kaygıları bu yazılarda dile getirilmektedir. Duvarlar özellikle aşk, sitem, kendini tanıma, öğüt, siyaset vb. amaçlarla ifade etmek için kullanılır. Yazılarda isim ve tarih yazma eğiliminin olduğunu da belirtmek gerekir.
Grafiti çoğunlukla kısa yazılardır. Bu nedenle edebiyattaki diğer kısa türler gibi az sözle çok şey anlatmak zorundadırlar. Sözün nasıl söylendiği önemlidir. Sözcüğün söyleniş biçimi, o sözcükle ne söylenmek istendiğini de açıklar. Kullanılan metaforlar, dildeki sapmalar, sürprizler veya güzel adlandırmalar, kelimenin söyleniş şeklini oluşturan ana unsurlardır.
Grafiti'nin toplumsal ve siyasal yapıyı sorgulayan, eleştiren ve yeni bakış açıları geliştiren bir tutuma sahip olması dikkat çekicidir. Grafitinin hedef kitlesi genellikle gençlerdir. Ancak yönetici pozisyonundaki bireylerin ve eğitimcilerin de hedef alındığı örnekler mevcuttur. Bir grafiti hakkında söylem analizi yaparken yazının kimi hedeflediğini bilmek anlama ulaşmayı kolaylaştırır. Söylemin her zaman bir şey hakkında olduğu fikrinden hareketle, grafitide her zaman bir konu söz konusu olduğu görülmektedir. Bu metinler sosyal etkileşimin gerçekleşmesini sağlayan metinlerdir. Grafiti yazarı, duyurusunu yaptığı kişilerle dolaylı da olsa iletişim kurar, deneyimlerini, herhangi bir olay veya duruma karşı tutumunu paylaşır. Duvarlar, yazarların duygu, düşünce ve algılarını paylaştığı bir ortam işlevi görür. Yazılar okuyucuda bir acıma duygusu uyandırırken, aynı zamanda onları uyarmakta ve düşündürmektedir. Çelişkiler ve çelişkiler okuyucuda bir gerilim duygusu yaratır. Her gönderi bir mesaj taşır. Bu, okuyucunun zihninde yeni metinlerin oluşmasını sağlar. Grafiti okunup anlaşıldığında bir enerji açığa çıkar. Bu enerji okuyucunun zihninde uyarıcı bir etki yaratır. ☀